Kategori: Ekonomi

  • Emeklilik fonlarında getiride altın ve para piyasası ağırlığı

    Emeklilik fonlarında getiride altın ve para piyasası ağırlığı

    ÇAĞLAR KUZLUKLUOĞLU/ BLOOMBERG HT ARAŞTIRMA ANALİSTİ

    30 Kasım 2024 tarihinin geride kaldığı andaki resim itibarı ile; 2024’te emeklilik fonları içerisinde kıymetli maden ve para piyasası fonları getiride öne çıkarken, BIST’teki toparlanma sonrası peşlerine hisse fonları da düştü.

    Kasım ayı başlarken altındaki performansın fon zeminindeki yansımalarına değinmiş ve “BIST ve küresel hisselerdeki düzeltme sürecinin olası sona erişi sonrası, 2024 yılının da hisse yılı olması ve emeklilik tarafında öne çıkması son 2 aydaki görünüme bağlı hale geldi” vurgusunu yapmıştık.

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Kasım’da aylık enflasyon yüzde 2,24’e geriledi. Ekim ayında aylık enflasyon yüzde 2,88 olarak kaydedilmişti.

    Bununla birlikte Kasım ayında aylık enflasyon piyasa beklentilerinin üzerinde kaldı. Ancak veri sonrası detaylar üzerinden yapılan yorumlarda TCMB’ye faiz indirimi için alan oluştuğu değerlendirmesi öne çıkıyor.

    BIST açısından bu değerlendirme, Aralık ayını pozitif algı ile geride bırakmaya yeterli gelir ve yükseliş sürerse 2024 yılı kıymetli maden, para piyasası ve hisse fonları için ılımlı sona sahne olabilir. Nitekim aylık bazda Kasım’da kıymetli maden fonları getiride negatif tarafta kalırken hisse fonları pozitif tarafta başı çektiler.

    2025 için ise koşullar hem dışarıda hem de içeride yine değişken olacak. Riski dağıtmanın ve fon tercihlerinde zamanlamanın kritik önemi varlığını koruyacak.

  • Barclays: Kasım enflasyon verileri para politikasını etkilemez

    Barclays: Kasım enflasyon verileri para politikasını etkilemez

    Ekonomist Ercan Ergüzel imzalı değerlendirmede, Merkez Bankası’nın parasal gevşeme sürecine 26 Aralık’taki Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizini 250 baz puan indirerek başlamasının beklendiği belirtildi.

    ‘Asgari ücret kararında enflasyon beklentilerini bozacak yukarı yönlü büyük bir sürpriz olmayacağı varsayımıyla’ TCMB’nin eylül ayına kadar 250 baz puanlık indirimlere devam etmesini beklediğini belirten Ergüzel, bankanın yılın geri kalanında yüzde 27,5 seviyesinde beklemeye geçeceğini öngörüyor.

    Notta, “Aralık ayında gevşeme döngüsüne başlamanın sıkı para politikası duruşunu değiştirmeyeceğini düşünüyoruz” ifadesine yer verildi.

    TCMB’nin 2025 sonunda yıllık yüzde 21 enflasyon hedefine ulaşabilmesi için, devam eden sıkı para politikasına ek olarak, maliye politikası ve gelirler politikasının da enflasyondaki düşüşü daha fazla desteklemesi gerektiğine vurgu yapıldı.

  • Fransa’da krizde kritik dönemeç

    Fransa’da krizde kritik dönemeç

    Başbakan Michel Barnier’in Pazartesi günü itirazlara rağmen anayasal bir mekanizmayı devreye sokarak bütçeyi geçirmesi üzerine sol koalisyon ve Le Pen’in partisi güven oyu istedi.

    Bölünmüş parlamento ve azalan merkezci milletvekilleri göz önüne alındığında, aşırı sağ ve sol gruplar arasındaki olası ittifakın Barnier yönetimini devirmek için yeterli güce sahip olduğu değerlendiriliyor. Eğer güvensizlik önergesi kabul edilirse bu, Fransa’nın Beşinci Cumhuriyeti’nin 1958’de kurulmasından bu yana bir başbakanın en kısa görev süresi olacak.

    Barnier’in bütçe yasasında değişiklik yapılması yönündeki taleplerinin neredeyse tamamını kabul etmesine rağmen Le Pen, hükümetin emeklilik maaşı artışlarını düzenlemeyi reddetmesi nedeniyle tasarıyı desteklemeyeceğini söylemişti. Le Pen dün gazetecilere yaptığı bir açıklamada “Barnier 11 milyon Ulusal Birlik seçmeninin talebine yanıt vermek istemedi. Herkesin kendi sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini söyledi, biz de kendi sorumluluğumuzu üstleneceğiz” diye konuştu.

    Başbakan Michel Barnier’in azınlık hükümeti, 2025 bütçesinin bir kısmını oylama yapılmadan geçirmek için 49.3. maddeyi kullanmasına rakip partilerin tepki göstermesi üzerine parlamentoda güvensizlik oyu önergesiyle karşı karşıya kalacak.

    Mali veya sosyal güvenlik konularıyla ilgili bir yasa tasarısının milletvekilleri tarafından oylanmadan geçmesine izin veren 49.3. maddenin kullanılması, meclisteki muhalefet üyelerine hükümete karşı bir güvensizlik oyu sunmaları için 48 saat veriyor.

    Barnier’in hükümeti parlamentoda açık bir çoğunluğa sahip değil ve Temmuz ayında parlamento seçimlerini kazanan sol kanat ittifakı Nouveau Front Populaire’den sert bir muhalefetle karşı karşıya.

    Parlamentodaki en büyük parti olan aşırı sağcı Rassemblement National’dan (RN) da destek görmüyor.

    Güvensizlik oyu, milletvekillerinin çoğunluğunun (289) desteğini gerektiriyor ve başarılı olursa Barnier’in hükümetini istifaya zorlayacak.

    Parlamentodaki Komünistlerin lideri Andre Chassaigne, Pazartesi öğleden sonra Fransız medyasına dört sol görüşlü grubun “gensoru önergesi sunma sürecinde” olduğunu doğruladı.

    Önlem için parti ötesi destek

    La France Insoumise’den sol görüşlü milletvekilleri daha önce, 49.3. maddenin herhangi bir şekilde kullanılmasının ardından güvensizlik oyu vereceklerini ve sol görüşlü milletvekillerinin çoğunun, hatta tamamının oyu destekleyeceğini belirtmişlerdi.

    RN, sol tarafından öne sürülen önlemi destekleyeceğini ve ayrıca kendi önergesini sunmayı düşündüğünü duyurdu.

    Eğer hem RN hem de La France Insoumise tarafından desteklenirse, kınama önergesi başarılı olacaktır.

    RN neden güvensizlik oyunu destekleyecek?

    RN, koalisyonun bir parçası olarak hükümeti resmi olarak desteklemiyor ancak dışardan destek sağlıyordu.

    Parlamentodaki en büyük parti olarak RN, soldan gelen bir güvensizlik oyuna destek verme tehdidinin, 2025 bütçesi de dahil olmak üzere hükümetin yasa tasarılarını etkilemesine olanak sağlayacağını umuyordu.

    Ancak RN, Barnier tarafından sunulan bütçeye şiddetle karşı çıktı ve yasa tasarısının içine, lehte oy kullanmalarını engelleyen bir dizi ‘kırmızı çizgi’ koydu.

    Bunlar arasında elektrik tüketimine uygulanan vergiler, düşük maaşlı belgesiz göçmenler için tıbbi yardım planları ve bazı tıbbi geri ödemelerin sona ermesi vardı; bunların hepsi, Barnier’in hükümeti tarafından desteği yeniden kazanma çabasıyla değiştirildi.

    Emeklilik maaşlarının enflasyona endekslemesi de dahil olmak üzere diğer kırmızı çizgiler görünüşte ele alınmadı ve RN liderleri Marine Le Pen ve Jordan Bardella, RN milletvekillerinin hükümete karşı oy kullanmada sola katılacaklarını doğruladı.

    Sırada ne var?

    2025 bütçesi için parlamento desteği olmadan, hükümet yasa tasarısını tam olarak geçirmek için 49.3. maddeyi birkaç kez kullanmak zorunda kalacaktı.

    Muhalifler bu nedenle her seferinde bir kınama önergesi kullanabilirler.

    Sol, hükümet düşene kadar her seferinde bir önerge sunacağını doğruladı.

    Ancak, güvensizlik oyu önümüzdeki 48 saat içinde hükümeti devirebilir.

    Eğer bu olursa, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yeni bir başbakan bulmak zorunda kalacak.

    Ancak, milletvekillerinin herhangi bir koalisyon üzerinde anlaşma olasılığı düşük olduğundan (yaz aylarında görüldüğü gibi) ve herhangi bir grubun parlamento çoğunluğunu sürdürmesi ve gelecekteki güvensizlik oylamalarını engellemesi matematiksel olarak imkansız göründüğünden, seçenekleri sınırlı olacak.

    Macron memurlardan oluşan teknokrat bir hükümet kurmaya çalışabilir, ancak bu, bütçe konusunda büyük ölçüde fikir ayrılığına sahip olan parçalanmış bir ulusal birliği ele almakta başarısız olacaktır.

    Macron’un istifa etmesi için çağrılar yapılması da bekleniyor, ancak bu anayasal bir gereklilik değil.

  • Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz’dan enflasyon değerlendirmesi

    Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz’dan enflasyon değerlendirmesi

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kasım enflasyon verisini değerlendirdi.

    Bakan Şimşek son iki aydır yüksek seyreden gıda enflasyonuna rağmen yıllık mal enflasyonunun yüzde 40’ın altına gerilediğini belirtti.

    Şimşek “Hizmet enflasyonu aylık yüzde 1,6 ile 2021 yılı Kasım ayından bu yana en düşük seviyesinde gerçekleşti ve yıllık hizmet enflasyonundaki düşüş eğilimi devam etti. Hizmet enflasyonundaki gerileme ve iyileşen enflasyon beklentileri katılıkları azaltmada önemli mesafe katettiğimizi gösteriyor.” ifadesine yer verdi.

    Cevdet Yılmaz ise hizmet enflasyonunda yavaşlamanın, kasım ayında da sürdüğünü belirtirken dezenflasyon sürecinin önümüzdeki aylarda devam edeceğini söyledi.

    Yılmaz şu ifadeleri kullandı; “Programımıza duyulan güven neticesinde dezenflasyon sürecini tesis etmeye devam ediyoruz. Hizmet enflasyonunda ekim ayında belirgin bir şekilde başlayan yavaşlamanın, kasım ayında da devam ettiği görülmektedir. Sözleşme yenileme oranının düşmesinin de etkisiyle aylık kira enflasyonu kasım ayında gerilemiştir. Kira fiyat artışlarındaki düşüş eğiliminin önümüzdeki dönemde sürmesini ve hizmet grubu enflasyonundaki düşüşe olumlu katkı vermesini bekliyoruz. Geçici arz koşullarına bağlı olarak işlenmemiş gıda enflasyonu yüksek seyrini sürdürürken, gıda dışı aylık tüketici enflasyonunda ise daha olumlu bir seyir izlenmiştir.

    Kasım ayında enflasyonun ana eğiliminde düşüş devam etmiş, B ve C endekslerindeki aylık artışlar 1,5 seviyelerinde gerçekleşirken, yıllık enflasyon sırasıyla 45,68 ve 47,13 seviyesine gerilemiştir. Yurt içi üretici fiyatlarındaki ılımlı seyir, tüketici fiyatları üzerindeki maliyet yönlü baskının giderek hafiflediğini göstermektedir. Firmaların fiyatlama davranışlarında görülen iyileşme tüketici enflasyonuna olumlu yansımaktadır.”

    Uygulanan dezenflasyonist politikalara duyulan güvenin artmasının enflasyondaki düşüşle birlikte enflasyon beklentilerinin de iyileşmesine katkı sağladığını kaydeden Yılmaz “Toplumsal refahı ilerletmek, ekonomide öngörülebilirliği artırmak, kaynakların daha adil ve etkin dağılımını gerçekleştirmek için ekonomi programımızı kararlılıkla uyguluyoruz. Dezenflasyon sürecinin önümüzdeki aylarda da devam etmesini bekliyoruz. Tek haneli rakamlara yeniden ulaşıncaya kadar enflasyonla mücadelemizi çok boyutlu, koordineli ve kararlı bir şekilde sürdüreceğiz” değerlendirmesini yaptı.

  • Akbank’tan rüzgar enerjisi santrali projesine 100 milyon dolarlık finansman

    Akbank’tan rüzgar enerjisi santrali projesine 100 milyon dolarlık finansman

    Sürdürülebilirliği tüm faaliyetlerinin merkezine yerleştiren Akbank, Enerjisa Enerji Üretim’in 750MW’lık rüzgar enerjisi santrali (RES) yatırımı için 100 milyon dolarlık yeşil finansman sağladığını duyurdu.

    Konuya ilişkin yaptığı açıklamada Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, “Akbank olarak 2030 yılına kadar 800 milyar TL sürdürülebilir finansman sağlama hedefimiz bulunuyor. Bu kapsamda 2024 üçüncü çeyrek itibarıyla, 352 milyar TL’ye ulaşmış durumdayız. Enerjisa Üretim’e sağladığımız 100 milyon dolarlık yeşil finansmanla bu alandaki kararlılığımızın altını çizen bir işleme daha imza atmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

    Gür, açıklamalarına şöyle devam etti: “2016 yılı itibarıyla, enerji üretimi alanında, yalnızca yenilenebilir enerji üretimi projelerini kredilendirdik. Dışa bağımlılığı azaltmak için kapasite artışı, hibrit ve öz tüketim santral yatırımlarını odağımıza aldık. Bugün geldiğimiz noktada Akbank’ın toplam enerji portföyünde yenilenebilir enerji payı %76’ya ulaştı. Yenilikçi ve sürdürülebilir finansman çözümlerimizle Türkiye’nin ekonomik ve çevresel geleceğine yatırım yapmaya devam edeceğiz.”

    Toplam finansman tutarı 1 milyar dolar olan RES projesi, Akbank’la birlikte U.S. International Development Finance Corporation (DFC), Proparco, JPMorgan, HSBC, KfW IPEX-Bank ve Deutsche Investitions gibi önemli finans kuruluşlarının desteğiyle yürütülüyor.

    Aydın, Balıkesir ve Çanakkale bölgesinde kurulması planlanan santrallerin yılda 2.51 TWh elektrik üretmesi bekleniyor. Yatırımla birlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılması, yenilenebilir enerji teknolojilerinde yerli üretimin geliştirilmesi ve istihdamın artırılması hedefleniyor. Enerjisa Enerji Üretim’in bu yatırımının, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın YEKA RES-2 Modeli kapsamında gerçekleşmesi açısından da önem taşıdığı belirtildi.

  • Grafiklerle Kasım enflasyonu

    Grafiklerle Kasım enflasyonu

    01

    02

    03

    04

    05

    06

    07

    08

    09

  • Apple’a çalışanlarının kişisel verilerine eriştiği iddiasıyla dava

    Apple’a çalışanlarının kişisel verilerine eriştiği iddiasıyla dava

    The Verge internet sitesinde yer alan habere göre, Apple çalışanı Amar Bhakta, açtığı davada, şirketi, “aktif olarak kullanmaya teşvik ettiği” kişisel iPhone’lar dahil şirket tarafından yönetilen cihazlar aracılığıyla da çalışanların kişisel verilerine erişmekle suçladı.

    Bhakta, kişisel cihazlarını kullanan çalışanların, şahsi iCloud hesaplarını da şirkete bağlamaları gerektiğini ve Apple’ın, mesai dışındaki personelin konum verileri dahil, diğer bilgilerini toplayabildiğini iddia etti.

    Dava dilekçesinde, Apple’ın, çalışanlarından “fiziksel, video ve elektronik olarak gözetlemesine” izin veren bir politikayı kabul etmelerini isteyerek California yasalarını ihlal ettiği ve şirket tesislerinde Apple ve Apple olmayan cihazları arama yetkisi verdiği öne sürüldü.

    Öte yandan dilekçede, “Apple çalışanları için Apple ekosistemi, duvarlarla çevrili bir bahçe değildir; burası bir hapishane avlusu. Çalışanların hem görev başında hem de görev dışında Apple’ın her şeyi gören gözüne maruz kaldığı bir panoptikon.” ifadelerine yer verildi.

    Apple sözcüsü Josh Rosenstock, dava hakkında The Verge’e yaptığı açıklamada, “Bu iddialara kesinlikle katılmıyoruz ve dayanaktan yoksun olduklarına inanıyoruz.” açıklamasını yaptı.

  • Aygaz’dan borçlanma kararı

    Aygaz’dan borçlanma kararı

    Aygaz ihraç tavanına ilişkin bildirimde bulundu.

    Şirket tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada, şirketin 3 milyar liraya kadar halka arz edilmeksizin nitelikli yatırımcılara ve/veya tahsisli olarak satılmak üzere borçlanma aracı ihraç edilmesi amacıyla yönetim kurulunun yetkilendirilmesine kara verildiği belirtildi.

    Açıklamada, “Yönetim Kurulumuzca 03.12.2024 tarihinde, Şirket Esas Sözleşmesinin 7. maddesinde yer alan yetkiye istinaden, Şirketimizin; 3.000.000.000 TL (Üçmilyar Türk Lirası) tutara kadar, Sermaye Piyasası Kurulu’nun ihraç onayı sonrasında ihraç limitinin geçerli olduğu sürede, bir veya birden fazla defada ve yurtiçinde, halka arz edilmeksizin nitelikli yatırımcılara ve/veya tahsisli olarak satılmak üzere borçlanma aracı (tahvil ve/veya finansman bonosu) ihraç etmesine; bu sınırlamalar dahilinde kalmak kaydıyla, ihraç koşullarının belirlenmesi ve ihraç işlemlerinin yürütülmesi için Şirket yönetiminin yetkilendirilmesine karar verilmiş olup, bu kapsamda Sermaye Piyasası Kurulu’na ihraç belgesinin onaylanması talebiyle başvuru yapılacaktır” denildi.